İstanbul
BIST9915.62
DOLAR32.5644
EURO34.901
ALTIN2443.3
BTC/USD62921.207
MURAT AVCI

MURAT AVCI

Mail: avci.murat@gmail.com

DOSTLARIN DERTLEŞTİĞİ YERLERDİ

Geçtiğimiz günlerde elimde kumandayla TV’de kanalları ‘zamp’lıyordum… Kanalların birinde merhum Kemal Sunal’ın filmi oynuyordu. Köyde çekimleri gerçekleştirilen bu filmde köy kahvehanesinde toplanan insanları görünce yine öyle dalıp gittim maziye… O güzelim kahvehaneler ne yazık ki yerlerini artık Cafe’lere bırakmış durumda..Yani o sıcak ortam yok artık.

Şimdi birçok dostun, arkadaşın buluşma noktası olan o kahvehanelerden söz etmek istiyorum… Kahvehane ya da kıraathaneler sabah erkenden, daha gün doğmadan kapılarını müşterilerine açardı. Demlikler ateşe alınır, kışsa soba yakılır, yazsa ortalık serinlesin diye bol suyla yıkanır. Kürsü denilen tabureler duvar diplerine dizilirken, küçük ahşap masalar belli aralıkla yerlerini alırdı. İnsan yüreğine dokunan müzik ortamın ıssızlığında yankılanarak mekanın geneline yayılır ve ağıtı andıran parçalar art arda çalmaya başlardı. Radyodan kimi zaman bir sanatçının yanık sesi dillere pelesenk olurken, kimi zaman da bir ozan türküleri yüreklere dokunurdu.

Bu mekanların sabit müşterileri yanı sıra her kesimden insanın da uğradığı yerlerin başında gelirdi. Uğrak yeri diyorum çünkü ne kahvehane, ne kıraathane, ne de çayhane kavramı buraları ifade etmeye yetmez. Özellikle ev ortamından sıkılan yaşlılar, işe giden işçiler, işsizler, yolcular, yoksul ve yoksunlar, evsizler, şair ve yazarlar, ressamlar erkenden buralara akın eder, bir süre oturur, bütçelerine göre sıcak çaylarını yudumlar, kahve içer ve bulabilirse biraz peynir, sıcacık ekmek  ve çayla kahvaltı yapardı.

Gidecek yerleri, işleri olmayanlar çakılı kalır ve gün boyu bir köşede zaman öldürürdü. Gece yarısı kahvehaneler kapanınca evsizler sokak aralarında büyük bir hüzünle kaybolurlardı. Kimisi şiirlerini burada yazar, kimisi iç dünyasına gömülerek, hayaller kurar, sürekli konuşanlar, durmadan sigara içenler velhasıl her çeşit insan iç içe, sırt sırta günü geçirirdi...

 70’li yıllarda herkesin evinde televizyon olmazdı… Maç izlemek için kahvehanelerin önüne konulan TV’den maç izlemek için sabırsızlanırdık. Bir taraftan çayı yudumlayıp, diğer yandan maçı izlemek inanılmaz keyif verirdi insana. Hele hele seyyar satıcıların sinilerle sattıkları ekmek arası yumurta ve küçük lahmacunlar… Kokusu kahvehaneyi sarardı adeta…

Tabii zaman öldürmek için tavla ve dama  oynayan insanların bir birine komik laf söylemesi ayrı bir hava katıyordu kahvehanelere… O güzelim günleri anlatmaya ne zaman yeter, ne de sayfalar… Yine ‘Keşke O günler’ diyerek yazımı noktalıyorum.

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar