İstanbul
BIST9915.62
DOLAR32.5746
EURO34.9285
ALTIN2442.8
BTC/USD63416.558
MURAT AVCI

MURAT AVCI

Mail: avci.murat@gmail.com

YARIM EKMEK KÖFTENİN TADI

Eski günleri anlatmam belki sizleri sıkmıştır… Ancak o güzelim günleri yaad etmeden de edemiyorum ne yazık ki…O dönemi yaşayanların da benim gibi ‘Derin bir ah’çektiğini görüyor gibiyim…Bizim çocukluk yıllarımızda bizler için her şey ne kadar güzel,ne kadar değerliydi...Mutlu, huzurlu olmak şimdilerde olduğu gibi zor değildi...Çoğunlukla insanlar fakirdi bu kadar fakirliğe,yokluğa rağmen mutluluk içinde yaşıyorduk... Teknolojinin varlığından habersiz,cep telefonu,ev telefonu internet..Vs…vs…

Çocukluk yıllarımızda sadece belli saat aralıklarında TRT’nin paket yayın yapan siyah beyaz televizyonlarda haftada bir gün yanlış hatırlamıyorsam Salı günü akşamı oynanan, Türk Filmlerinin kıymeti vardı...İlçemize elektrik akşamları gece saat 24.00 a kadar verilirdi...(ve istiklal marşı okunarak acilirdi TV)O akşamların bir başka tadı, bir başka güzelliği vardı... Komşuluk ilişkileri belki de o yıllarda altın çağını yaşıyordu...(Komsular gelirdi ve hemen hosgeldiniz kolonyasi ikram edilirdi...)Ayni ikram giderkende yapılırdı...Covid  te'tekrar hatirladik kolonyayi...Her kimin ne derdi olsa,sevinci olsa mutlaka paylaşacak dostları da vardı o günlerin... Mahallede yaz günleri akşamları kaldırım taşlarında oturmalar,gece yarılarına kadar süren sohbetler ve anlatılan hayali masallar… Yaratılan masal kahramanları…

Hey gidi günler hey, ne günlerdi...Şimdi o günlerden çok uzaklarda kaldık,öyle hasretiz ki o günleri andıkça yüreğim yanıyor, burnunun direği sızlıyor,gözlerim yaşarıyor alıp kendimi o günlere götürüyorum ve hüzün dolu o günleri yüreğimde yaşıyorum...O yıllarda bir aileyi andıran mahallemiz, kardeş gibi çocukluk arkadaşlarımız, kötülük, kıskançlık nedir bilmeyen saf,tertemiz, günahsız yürekli insanlarımız vardı...O günlerde karalastik yada çizlavet ayakkabılarla gezsek de, barakalarda, kerpiç evlerde otursak da kömür yerine tezek veya odun  yaksak  fakirliği iliklerimize kadar yaşasak da, iyiliğin, kardeşliğin, yardımlaşmanın, hoşgörünün, hatırın yokluğunu çekmeden yaşıyorduk…

Çocukluk yıllarımızda birbirine sevgiyle, saygıyla, hoşgörüyle davranan, bağlanan ablalarım, ağabeylerim,öğretmenlerim, büyüklerim vardı...Dertlerimi dert edinen, derdin derdimdir diyen kardeşlerim vardı...Ben onlarda, onlar bende vardı... Bizleri bekleyen mutlu yarınlar için umutlarımız, hayallerimiz vardı Yokluk içinde yaşasak da yok demeyenlerimiz vardı... Eskiden kendi kültürümüz olan halk oyunlarımız vardı bizi biz yapan...Şimdilerde ne kültür kaldı, nede halk oyunlarımız...Her oynayan kendince figür kattı oyunlara kendi kültürümüzü yok edercesine…

Bizim dönemimizde sinemaya gidebilmek lükstü…Yazlık sinemada Ayhan Işık, Belgin Doruk, Yılmaz Güney ,Cüneyt Arkın Kadir inanır ve birçok jönün filmini izlemek ödüldü... Sinema önünde satılan ve bin yemekten daha lezzetli olan yarım ekmek köfteyi sinemada yemek, çekirdek çitlemek meshur buz gibi  gazozla ayrı bir güzellikti…O filmleri gelip sokakta masal anlatır gibi arkadaşlarımıza anlatmak ta ayrı bir keyifti… Ahhh keşke o günler yeniden geri gelsede yasasak…

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar